| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | uzun liste | long list n. | ||
|
It is not, therefore, very helpful if we sit here discussing our long lists. Bu nedenle burada oturup uzun listelerimizi tartışmamız pek de faydalı olmayacaktır. More Sentences |
||||
| General | uzun liste | longlist n. | ||
| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | uzun bir liste | a long list n. | ||
|
Crisis conditions, to put it mildly, prevail in a long list of developing countries. Kriz koşulları, en hafif tabirle, gelişmekte olan ülkelerin uzun bir listesinde hüküm sürmektedir. More Sentences |
||||
| Colloquial | ||||
| Colloquial | rastgele şeylerin sıralandığı uzun liste | laundry list n. | ||
| Idioms | ||||
| Idioms | çok uzun bir liste | a list as long as your arm n. | ||
| Idioms | uzun bir liste saydıktan sonra sonuna kafiyeli/eğlenceli bir bitiriş yapmak için eklenen ifade (the twelve days of christmas şarkısından bir alıntı) | and a partridge in a pear tree expr. | ||
| Idioms | çok uzun liste | as long as (one's) arm expr. | ||
